Roma‘daki en önemli tarihi ve turistik yapıların başında gelen devasa Kolezyum temelde bir arkeolojik kalıntı. Ancak bu kadar basit değil elbette. 2 bin yaşındaki bu yapı dünyanın en çok turist çeken yapılarından biri olmakla birlikte zaman içerisinde yıpranmış, bazı bölümleri yıkılmış veya deforme olmuş.
Öte yandan hala ilk günkü ihtişamını koruyarak gezginlere, gözlerini kapattıklarında arenada çığlık çığlığa bağıran onbinlerce izleyiciyi, yaşanan gladyatör dövüşlerini, saldıran ve öldüren yırtıcı hayvanları zihinlerinde canlandırabilme etkisini yaratabiliyor.
Elbette Roma’nın Dev Arenası sadece gladyatör dövüşleri gibi saldırgan oyunlara ev sahipliği yapmadı. İdamlar, tiyatro oyunları ve çeşitli gösterilerin, zaman zaman da kutlamaların yapıldığı Kolezyum günümüzde Roma’ya giden her gezginin ilk uğrak noktalarından da biri.
Kolezyum Hakkında Bilgiler
80 kemerli girişi olan Kolezyum 55 bin seyirci kapasiteli bir arena. 188 metre uzunluğunda ve 156 metre genişliğinde bir elips formunda olan yapının yüksekliği de 49 metre.
Kolezyum aslında bir arena olmasına rağmen bu özel adını İmparator Neron’un “Colossus” isimli heykelinden almış. 30 metre yüksekliğindeki dev heykel Kolezyum’a çok yakın bir konumda bulunduğu için başlangınçta adı “Flavius Amfitiyatrosu” olan yapı zamanla “Colosseum – Kolezyum” olarak anılmaya başlamış ve bu isim bugüne kadar gelmiş. Yapının bölümleri ve içeride görebileceklerinize geçmeden önce ise tarihinden de kısaca bahsedelim isterseniz.
Kolezyum Tarihi
Flavius Hanedanlığı‘nın ilk krallarından İmparator Vespasian tarafından M.S. 72 yılında yapımı başlatılan Kolezyum aslında İmparator Neron’un halkın çok tepkisini çeken, bir görgüsüzlük örneği konutunun yerine inşa edilmiş. Yapımı sadece 8 yıl süren arenanın açılışı ise Vespasian’ın oğlu Titus’a kısmet olmuş.
100 gün süren kutlamalarla ve çoğunlukla gladyatör dövüşleri, vahşi hayvan kavgaları ile açılan amfitiyatro ardından 5 yüzyıl kadar süren en ihtişamlı dönemi yaşanmış. Bu sürede arenada gladyatör dövüşleri, tiyatro gösterileri, kutlamalar gibi çeşitli sosyal olaylar düzenlenmiş.
Amfitiyatronun M.S. 230 yılında bir restorasyon geçirdiği de biliniyor. M.S. 5. YY’da gladyatör dövüşlerinin yasaklanmasıyla birlikte Kolezyum’un Roma halkları sosyal hayatında önemi de bitmiş tabii.
13. YY’da kale olarak kullanılması dışında aslında 18.YY’a kadar Kolezyum herhangi önemli bir olaya tanıklık etmemiş diyebiliriz. Tabii bu arada yapının bir taş ocağı olarak kullanıldığı, yapı malzemelerinin sökülerek Rönesans Dönemi’nde başka yapıların inşaatında kullanıldığı süreç başlamış ki bugün Kolezyum’da görülen deformasyonun en önemli sebebi de bu.
1900’lü yılların başında temizlenerek, arkeolojik kazılarla zemin altındaki yapıların da ortaya çıkmasından sonra Roma’nın dev arenası Kolezyum turistik amaçla ziyaretlere açılmış ve o günden beri de dünyanın her yerinden milyonlarca gezgini ağırlamaya devam ediyor.
Kolezyum Arena
Gladyatör veya hayvan dövüşlerinin yapıldığı arena alanı belki de Kolezyum içerisindeki en etkileyici yerlerden. Arenanın 55 bin koltuk kapasiteli olduğunu söylemiştim. Numaralı olan koltuklara arenanın yapıldığı dönemlerde de numaralı biletlerle giriliyormuş ve fiyatlar da bu koltukların konumuna göre ucuz veya pahalı olarak sınıflandırılıyormuş.
Arena kısmında ayrıca bir de İmparator Podyumu mevcut ki burası da İmparator ve şehrin seçkin ailelerinin locası diyebilirim. İç duvarları tuğladan yapılan arenanın zemini kumla kaplı olup bu kumun görevi de dövüşlerde ölen veya yaralanan gladyatörlerin, hayvanların kanını emerek temizlemesiymiş.
Kolezyum Yer Altı Yapısı
1900’lü yılların başında kazılarak gün ışığına çıkarılan Kolezyum yer altı bölümleri aslında bir tiyatronun sahne arkası gibi diyebilirim.
Geniş koridorlar ve geçitlerle ulaşımın sağlandığı, hayvanlar ve gladyatör olarak dövüşürülen köleler, suçlular için asansör gibi aşağı yukarı da hareket eden kafesli hücrelerin olduğu, bu hücreleri zamanı geldiğinde bir üst kattaki koridora çıkaran vinç mekanizmalarının bulunduğu Kolezyum’ın yer altı yapısı şüphesiz en ilginç mühendislik işlerinden biri.